Jan 5, 2025 | Blog
Üretim maliyeti, bir ürünün üretimi sırasında ortaya çıkan tüm harcamaların toplamını ifade eder. Bu maliyetlerin doğru bir şekilde hesaplanması, işletmelerin kâr marjlarını belirlemeleri ve verimliliği artırmaları açısından son derece önemlidir. Maliyetlerin doğru hesaplanması sadece finansal kararları yönlendirmekle kalmaz, aynı zamanda işletmelerin stratejik hedeflerine ulaşmalarında da kritik bir rol oynar. Bu yazıda, üretim maliyeti nasıl hesaplanır, bu sürecin önemi ve maliyet düşürme stratejilerinin neler olduğu ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
Üretim Maliyeti Nedir?
Üretim maliyeti, ürünlerin üretimi için yapılan tüm harcamaların toplamıdır. Bu maliyetler üç ana kalemde toplanır:
- Direkt Malzeme Maliyeti: Ürünün üretiminde kullanılan ana malzemelerin maliyetidir. Ham madde olarak adlandırabileceğimiz bu kalem, örneğin bir otomobilin üretimi için kullanılan metal, plastik ve cam malzemelerin maliyetini içerir.
- Direkt İşçilik Maliyeti: Ürünün üretimi sırasında çalışan işçilerin maaşları ve ücretleridir. Bu, üretim hattında çalışan işçilerin doğrudan üretime katkı sağladığı işçilik giderlerini kapsar.
- Genel Üretim Giderleri (Overhead Costs): Üretim süreciyle doğrudan bağlantılı olmasa da, üretim sürecini destekleyen tüm giderlerdir. Enerji tüketimi, fabrika binasının kirası, makinelerin bakım masrafları gibi harcamalar bu kategoriye girer.
Bu üç ana kalem dışında, maliyetlerin yönetilmesinde kullanılan bazı araçlar da bulunmaktadır. Bunlardan biri de MRP (Material Requirements Planning) yani Malzeme İhtiyaç Planlaması’dır. MRP, üretim için gereken malzeme, iş gücü ve üretim kapasitesinin planlanmasını sağlayarak gereksiz stok tutma maliyetlerini azaltır. Ayrıca, üretim süreçlerini daha verimli hale getirir ve gereksiz üretim maliyetlerinin önüne geçer. Bu tür yazılımlar, firmaların üretim süreçlerini optimize etmelerine yardımcı olur ve doğru zamanda doğru malzeme temini yaparak, maliyetlerin düşürülmesine katkı sağlar.
Üretim Maliyetini Oluşturan Unsurlar
Üretim maliyeti, çok sayıda farklı unsurdan oluşabilir. Bu unsurlar aşağıdaki gibidir:
- Direkt malzeme maliyeti
- Direkt işçilik maliyeti
- Genel üretim giderleri
- Makine amortismanı
- Enerji tüketimi
- Kira ve tesis giderleri
- Depolama maliyetleri
- Bakım ve onarım giderleri
- Üretim hatası ve atık giderleri
- Çalışan eğitimi maliyetleri
- Güvenlik giderleri
- Vergiler
- Yatırım ve finansman giderleri
- Tedarikçi maliyetleri
- Lojistik ve taşımacılık giderleri
- Yönetim giderleri
- Denetim maliyetleri
- Sertifikasyon maliyetleri
- Ürün kalite kontrol masrafları
- Yazılım ve teknolojik altyapı maliyetleri
- Reklam ve pazarlama giderleri
- İdari giderler
- İnsangücü geliştirme maliyetleri
- Çevre koruma ve yasal uyum giderleri
- Yedek parça ve ekipman maliyetleri
- İletişim giderleri
- Yatırım ve modernizasyon giderleri
- Dış kaynak kullanımı
- Ar-Ge maliyetleri
- İhracat ve ithalat maliyetleri
- Ulaşım ve sevkiyat giderleri
- Diğer üretimle ilgili operasyonel giderler
Bu listeyi çoğaltmak mümkündür. Her işletmenin üretim süreci ve maliyet yapısı farklıdır, ancak temelde üretim maliyetini oluşturan ana unsurlar yukarıda sıralanmıştır. Tüm bu unsurlar, üretim maliyetlerini etkileyerek, fiyatlandırma stratejilerinin belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır.

üretim maliyeti hesaplama yöntemleri
Üretim Maliyeti Hesaplama Adımları
Bir üretim tesisinde, üretim maliyeti nasıl hesaplanır sorusunun doğru bir şekilde yanıtlanmaması durumunda işletmelerin finansal yönetiminde ciddi aksaklıklar yaşanabilir. Maliyetlerin doğru hesaplanması, şirketlerin kâr marjlarını artırmalarını, üretim süreçlerini optimize etmelerini ve rekabet avantajı elde etmelerini sağlar. Üretim maliyetinin hesaplanması, birkaç aşamadan oluşur ve her adımda dikkat edilmesi gereken temel unsurlar vardır. Bu adımların her birini doğru şekilde takip etmek, maliyetleri etkin bir şekilde kontrol etmek için önemlidir.
1. Direkt Malzeme Maliyetini Hesaplayın
Direkt malzeme, bir ürünün üretimi için kullanılan ana hammaddelerden oluşur. Bu aşama, üretim maliyetinin önemli bir bölümünü oluşturur. Direkt malzeme maliyetinin hesaplanması için:
- Malzeme miktarını belirleyin: Üretimde kullanılan tüm hammaddelerin miktarı belirlenmelidir. Her bir ürün için ne kadar malzeme kullanıldığını net bir şekilde hesaplamak gereklidir.
- Birlik maliyetini hesaplayın: Her bir malzeme kalemi için birim maliyet hesaplanmalıdır. Bu, tedarikçi fiyatları ve lojistik giderler gibi unsurlar dikkate alınarak hesaplanır.
- Toplam malzeme maliyeti hesaplayın: Üretilen her bir ürün için kullanılan malzemelerin toplam maliyeti, ürün başına harcanan malzeme miktarı ile birim maliyetin çarpılmasıyla elde edilir.
Örneğin, bir otomobilin üretimi için kullanılan metal, plastik ve cam malzemelerinin her birinin birim fiyatları ve tüketilen miktarları hesaplanarak, toplam direkt malzeme maliyeti belirlenebilir.
2. Direkt İşçilik Maliyetini Hesaplayın
İşçilik, ürünün üretiminde çalışan işçilerin doğrudan katkı sağladığı çalışma saatleriyle ilgilidir. Direkt işçilik maliyetinin hesaplanması için:
- Çalışanların çalışma saatlerini belirleyin: Üretim hattında çalışan işçilerin üretim sürecine ne kadar zaman harcadığı hesaplanmalıdır. Çalışan başına günlük, haftalık veya aylık çalışma saatleri belirlenmelidir.
- Saatlik ücret hesaplayın: İşçilerin saatlik ücretleri göz önünde bulundurularak, toplam işçilik maliyeti hesaplanır.
- Toplam işçilik maliyeti: Üretilen her bir ürün için işçilere ödenecek ücretlerin toplamı hesaplanarak, üretim sürecine katkı sağlayan iş gücünün maliyeti çıkarılır.
Örnek olarak, her bir otomobilin üretimi için harcanan iş gücü, işçi başına saatlik ücretle çarpılarak hesaplanabilir.
3. Genel Üretim Giderlerini Hesaplayın (Overhead Costs)
Genel üretim giderleri, üretim süreciyle doğrudan ilişkili olmasa da, üretim faaliyetlerini destekleyen masrafları kapsar. Bu kalemler, fabrikadaki enerji tüketimi, tesisin kirası, makinelerin bakım ve onarım giderleri gibi masraflardır. Genel üretim giderlerinin hesaplanmasında:
- Fabrika giderlerini belirleyin: Fabrika binasının kira bedeli, güvenlik, temizlik, aydınlatma ve enerji tüketimi gibi giderler göz önünde bulundurulur.
- Makine ve ekipman giderleri: Üretim sürecinde kullanılan makinelerin bakım ve onarım masrafları da bu kalemde yer alır. Aynı zamanda makine amortismanı da burada hesaplanır.
- Yardımcı iş gücü maliyetleri: Üretimde doğrudan yer almayan ancak üretimi destekleyen personelin maaşları da overhead maliyetler arasında yer alır.
Genel üretim giderlerinin doğru hesaplanması, tüm üretim süreçlerinin verimli bir şekilde yönetilmesini sağlar. Bu giderler genellikle ürün başına dağıtılır.
4. Toplam Üretim Maliyetini Hesaplayın
Üç temel maliyet kalemi (direkt malzeme, direkt işçilik ve genel üretim giderleri) belirlendikten sonra, bunların toplamı, birim başına üretim maliyetini oluşturur. Bu aşamada şu hesaplama yapılır:
- Direkt malzeme maliyeti + Direkt işçilik maliyeti + Genel üretim giderleri = Toplam üretim maliyeti
Bu hesaplama, bir ürünün üretimi için harcanan tüm kaynakların bir araya gelerek toplam maliyeti oluşturmasını sağlar.
5. Birleşik Maliyet Hesaplaması (Cost Allocation)
Üretim sürecindeki bazı giderler, doğrudan bir ürünle ilişkilendirilemeyebilir. Bu tür giderler, tüm ürünler arasında orantılı bir şekilde dağıtılmalıdır. Örneğin, fabrika genelindeki enerji tüketimi, üretim hatları arasında paylaştırılır. Bu paylaştırma işlemi, maliyetlerin doğru bir şekilde yansıması için oldukça önemlidir.
Üretim sürecine katkı sağlayan diğer giderler (örneğin, ürün kalite kontrol masrafları, malzeme taşımacılığı, lojistik giderler) da hesaba katılır. Bu paylaştırma, genellikle her bir ürünün üretim miktarına göre yapılır.
6. İleriye Dönük Tahminler ve Optimizasyon
Üretim maliyetlerini doğru bir şekilde hesapladıktan sonra, bu maliyetleri gelecekteki üretim süreçlerinde daha verimli hale getirmek için tahminler yapabilir ve optimizasyon stratejileri geliştirebilirsiniz. Bu aşama, genellikle dijital üretim yazılımları ve akıllı fabrika sistemleri kullanılarak yapılır. Cormind’in geliştirdiği fabrika işletim sistemi gibi yazılımlar, tüm üretim süreçlerini izleyerek, gereksiz maliyetlerin önüne geçilmesini sağlar. Ayrıca, kaynakların daha verimli kullanılmasına yardımcı olur, böylece maliyetlerin düşürülmesi sağlanabilir.
Maliyet Düşürme Stratejileri ve Akıllı Üretim
Üretim maliyetlerini düşürmenin en etkili yollarından biri, akıllı üretim sistemlerinin entegrasyonudur. Akıllı üretim, verimlilik artırımı, enerji tasarrufu ve iş gücü optimizasyonu gibi alanlarda büyük katkılar sağlar. Cormind’in Sepex yazılımı, fabrikalarda tüm üretim süreçlerini dijitalleştirerek, maliyetleri önemli ölçüde düşürür. Bu yazılım, üretim hattındaki her aşamayı izler ve analiz eder, böylece enerji ve iş gücü kullanımını optimize eder. Makine arızalarını önceden tespit ederek, bakım ve onarım maliyetlerinin azalmasını sağlar. Ayrıca, stok seviyelerinin doğru şekilde yönetilmesiyle, fazla depo maliyetlerinin önüne geçer.
Sepex’in sağladığı veri analitiği özellikleri, üretim sürecindeki potansiyel verimsizlikleri belirler ve iyileştirme önerileri sunar. Gerçek zamanlı veri akışı sayesinde, üretim hattındaki her adım optimize edilerek, kaynak kullanımı daha verimli hale getirilir. Bu sistem, fabrika yöneticilerine iş gücü ve makine kullanımı hakkında kesin veriler sunar, böylece daha doğru kararlar alınarak maliyetler minimize edilir. Ayrıca, otomasyon ve robotik entegrasyonuyla iş gücü maliyetleri azaltılır ve üretim süresi kısaltılır. Cormind’in Sepex yazılımı, fabrikaların dijital dönüşümünü hızlandırarak, sürdürülebilir bir maliyet düşüşü sağlar.
Üretim maliyeti nasıl hesaplanır sorusuna doğru yanıtlar bulmak, işletmelerin verimli çalışabilmesi ve kâr marjlarını artırabilmesi için kritik bir faktördür. Doğru maliyet hesaplamaları, işletmelere daha etkili fiyatlandırma stratejileri geliştirme, maliyetleri düşürme ve verimliliği artırma fırsatı sunar. Akıllı üretim teknolojileri, bu süreçleri optimize ederek maliyetleri daha da düşürür. Cormind’in geliştirdiği fabrika işletim sistemi, üretim süreçlerini daha verimli hale getirirken, işletmelerin maliyet düşüşünü sağlamalarına yardımcı olur. Bu tür yazılımlar, sadece üretim hatalarını minimize etmekle kalmaz, aynı zamanda tüm üretim sürecini izleyerek kaynak kullanımını optimize eder ve maliyetleri önemli ölçüde düşürür.

Nov 28, 2024 | Blog
Günümüzde teknolojinin hızla gelişmesi ve dijitalleşmenin her sektöre yayılması, üretim süreçlerinde de köklü değişikliklere yol açmıştır. Dijital üretim, geleneksel imalat yöntemlerinin ötesine geçerek, teknolojinin tüm avantajlarını kullanarak daha verimli, hızlı ve esnek üretim yapmayı mümkün kılmaktadır. Özellikle sanayideki dijital dönüşüm çalışmaları, işletmelere önemli rekabet avantajları sağlamakta, üretimde hata oranlarını düşürmekte ve kaliteyi artırmaktadır. Peki dijital üretim nedir, nasıl çalışır ve işletmelere sağladığı faydalar nelerdir? İşte tüm detaylarıyla dijital üretim!
Dijital Üretim Nedir?
Dijital üretim, fabrikalarda kullanılan geleneksel makineler ve sistemlerin dijital araçlarla entegre edilerek daha verimli çalışmasını sağlayan bir süreçtir. Bu süreç, nesnelerin interneti (IoT), yapay zeka, büyük veri analitiği, bulut bilişim ve robotik otomasyon gibi çeşitli teknolojilerle desteklenir. Dijital üretimde, makinelerden toplanan veriler analiz edilerek, üretim sürecinde anlık olarak iyileştirmeler yapılır ve verimlilik artırılır. Bu sayede, işletmeler daha hızlı ve kaliteli imalat yaparken maliyetlerini de düşürme şansı yakalarlar.

Dijital Üretim Süreçleri ve Araçları
Dijital üretim, çok sayıda yenilikçi araç ve teknoloji ile desteklenmektedir. Dijitalleşmiş imalat süreçlerinde kullanılan temel araçlar ve bu araçların işleyişleri aşağıdaki gibidir.
1. Nesnelerin İnterneti (IoT)
IoT, dijital üretimdeki en önemli unsurlardan biridir. Bu teknoloji, üretim sürecindeki makinelerin ve cihazların internet üzerinden birbiriyle bağlantı kurmasını sağlar. Üretim hattında yer alan makineler, IoT sensörleri aracılığıyla sürekli olarak veri toplayarak, bu verileri analiz için merkezi bir sisteme iletir. Böylece, imalat sürecindeki herhangi bir aksaklık ya da verimsizlik anında tespit edilerek müdahale edilebilir. Sepex fabrika işletim sistemi ile bu veriler cloud sunucularda saklanır ve uzaktan izlemeye olanak sağlar. Ayrıca sistemimize; bilgisayarınızdan, tabletinizden ve telefonunuzdan ulaşım sağlayarak müdahalede bulunmanız mümkündür.
2. Yapay Zeka (AI) ve Makine Öğrenimi
Yapay zeka ve makine öğrenimi algoritmaları, dijital üretimde verimliliği artırmanın bir diğer yoludur. Bu teknolojiler, üretim sürecinde toplanan büyük verileri analiz ederek tahmin modelleri oluşturur. Örneğin, yapay zeka algoritmaları sayesinde, makinelerin bakım ihtiyacı önceden öngörülebilir ve üretim hattında kesintisiz bir çalışma sağlanabilir. Aynı zamanda kalite kontrol süreçlerinde de yapay zeka önemli bir rol oynar; ürünlerdeki olası hataları tespit ederek üretim kalitesini artırır. Yapay zeka ile üretim takibi yapılarak, fabrika işletim sistemi otomatikleştirilir. Hem zamandan hem de maliyetten maksimum kazanç hedeflenir. Devamlı öğrenen ve gelişen bir üretim yönetim sistemi olduğu için, girdilere göre kendini geliştirir. Hatalardan ders alır ve devamlı kendini geliştirir. İleride aynı hata tekrarlanmaz ve kendi gelişimini kaydederek üzerine ekleyerek devam eder.
3. Robotik Otomasyon
Robotik otomasyon, dijital üretimde iş gücünün daha etkin bir şekilde kullanılmasını sağlar. Üretim hattındaki tekrar eden, hassas ya da tehlikeli işleri robotlar üstlenir, böylece işçiler daha yaratıcı ve karmaşık görevlere odaklanabilir. Robotik süreç otomasyonu, insan hatasını minimize ederek daha yüksek hız ve doğrulukla çalışır, bu da üretim verimliliğini ve kalitesini doğrudan artırır.
4. Büyük Veri Analitiği
Üretim sürecinde toplanan büyük miktarda veri, analiz edilerek işletmelere stratejik bilgiler sunar. Büyük veri analitiği, hangi süreçlerin daha verimli olduğunu, nerede iyileştirme yapılabileceğini ve hangi ham maddelerin daha etkili kullanılabileceğini tespit eder. Bu analizler, üretim planlamasında ve stok yönetiminde işletmelere rehberlik eder.
5. Bulut Bilişim
Bulut bilişim, imalat süreçlerinde dijital araçların kullanılmasını kolaylaştırır. Verilerin merkezi bir bulut sisteminde saklanması, işletmelerin esnek ve ölçeklenebilir çözümlerle üretim süreçlerini yönetmelerini sağlar. Ayrıca bulut bilişim, işletmelerin farklı lokasyonlardaki fabrikalarını aynı anda izleyebilmesini ve koordine edebilmesini mümkün kılar.
Dijital Üretimin Avantajları
- Verimlilik Artışı: Dijitalleşme teknolojileri, üretim süreçlerini optimize ederek verimliliği önemli ölçüde artırır. Otomatik kontrol sistemleri ve gerçek zamanlı veri analitiği ile üretimdeki olası aksaklıklar önceden tahmin edilip önlenir, böylece kesintisiz bir üretim akışı sağlanır.
- Maliyet Tasarrufu: Dijital üretim süreçleri, gereksiz malzeme kullanımını azaltarak ve enerji verimliliğini artırarak maliyetleri düşürmeye yardımcı olur. Otomasyon, üretimde iş gücü ihtiyacını azaltırken aynı zamanda insan hatalarını da minimize eder, böylece hem iş gücü maliyetleri azalır hem de ürün kalitesi artar.
- Esneklik: Dijital imalat, üretim süreçlerini daha esnek hale getirir. Özellikle müşteri taleplerinin hızla değiştiği pazarlarda, imalatta dijitalleşme sistemleriyle hızlı ve kolay bir şekilde değişiklikler yaparak üretim planları optimize eder.
- Veri Tabanlı Karar Alma: Veri analitiği, dijitalleşen imalat süreçlerinde oldukça önemlidir. Toplanan veriler sayesinde üretim süreçleri hakkında kapsamlı analizler yapılır ve yönetim ekibi daha sağlıklı, veriye dayalı kararlar alır.
- Yüksek Kalite Standartları: Dijital teknolojilerle kalite kontrol süreçleri otomatik hale getirilir, hatalı ürünlerin tespit edilmesi ve üretim hattından ayrılması kolaylaşır. Bu durum, müşteri memnuniyetini artırırken işletme itibarına da olumlu katkılar sağlar.
Dijital Üretim Örnekleri
Cam Sektöründe Dijital Üretim

Cam sektöründe dijital üretim, özellikle üretim hızını artırırken kaliteden ödün vermemeyi sağlar. Dijital sensörler ve veri analitiği, camın kristal yapısı, geçirgenlik oranı ve kalınlık gibi faktörleri sürekli izleyerek olası hataların erkenden tespit edilmesini mümkün kılar. Örneğin, cam işleme sırasında sıcaklık ve nem oranları optimal seviyede tutulur. Ayrıca, dijitalleşme ile gelen takip sistemleri sayesinde, üretim hattında hangi işlemin hangi zamanda yapıldığı kaydedilir, bu da kaliteyi artırır. Müşteriye özel talepleri karşılamak için cam şekillendirme ve desenleme işlemleri dijital makineler aracılığıyla yapılır ve müşteri memnuniyeti artırılır.
Döküm Sektöründe Dijital Üretim

Döküm sektöründe dijitalleşme, üretim sürecinde kalite kontrolü artırmak ve döküm hatalarını azaltmak adına büyük rol oynar. Dijital kalıp oluşturma teknolojileriyle prototip hazırlama süreci oldukça hızlanır ve maliyetler düşer. Özellikle döküm öncesi analizlerde kullanılan simülasyon yazılımları sayesinde, hangi alaşımın kullanılacağı veya hangi sıcaklık seviyelerinde çalışılması gerektiği önceden test edilebilir. Ayrıca, robotik kollar ve otomasyon sistemleri ile döküm süreçleri tekrarlanan işleri hızla tamamlayarak insan kaynaklı hataları minimize eder. Bu teknolojiler, döküm sektöründe yüksek hassasiyetli parçaların üretimini mümkün kılar.
Gıda Sektöründe Dijital İmalat

Gıda sektöründe imalatta dijitalleşme , ürünlerin kalite, güvenlik ve izlenebilirlik standartlarını üst seviyeye taşır. Örneğin, üretim hattında kullanılan IoT cihazları, nem, sıcaklık ve sterilizasyon seviyelerini sürekli kontrol eder. Bu sayede gıdaların bozulma riski minimize edilir. Ayrıca, dijitalleşme sayesinde ürünlerin son kullanma tarihi ve içerik bilgileri otomatik olarak işlenebilir, bu da etiketleme sürecini hızlandırır. Gıda üretiminde kullanılan veri analitiği sistemleri, tüketici eğilimlerini analiz ederek en çok talep gören ürünlerin miktarını tahmin eder ve üretim süreci buna göre optimize edilir. Böylece israf önlenir ve tüketiciye taze ürün sağlanır.
Havacılık ve Savunma Sanayisinde Dijital Üretim

Havacılık ve savunma sektöründe dijital imalat, yüksek hassasiyet ve dayanıklılık gerektiren parçaların üretiminde avantaj sağlar. Dijital ikiz teknolojisi, uçak ya da savunma araçlarının dijital kopyalarının oluşturulmasına olanak tanır. Böylece, herhangi bir yeni tasarımın dayanıklılık, aerodinamik performans gibi özellikleri sanal ortamda test edilerek optimize edilir. Öte yandan, üretimin dijitalleşmesi sayesinde bakım süreleri kısalır; örneğin, uçuşta kullanılacak bir parçanın aşınma ya da deformasyon durumu önceden analiz edilerek gerekli bakım planları yapılır. Ayrıca, yapay zeka ile kontrol edilen robotlar, hassas bileşenlerin montajında hata riskini minimuma indirir.
Kimya Endüstrisinde Dijital Üretim

Kimya sektöründe dijitalleşme, özellikle karmaşık kimyasal süreçlerin daha güvenli ve verimli yönetilmesini sağlar. Reaksiyon hızı, sıcaklık ve basınç gibi kritik parametrelerin dijital olarak izlenmesiyle üretimde olası tehlikeler önlenir. Yapay zeka destekli analizler, hammadde oranlarının en verimli şekilde kullanılmasını sağlayarak maliyetleri düşürür. Ayrıca, kimyasal üretimde süreç takibi sayesinde, oluşabilecek gaz salınımları ya da tehlikeli reaksiyonlar anında tespit edilerek hızlı bir şekilde müdahale edilir. Dijitalleşme aynı zamanda geri dönüşüm süreçlerini de iyileştirerek kimya sektöründe çevresel etkileri azaltır.
Medikal Sektöründe Dijital Dönüşüm

Medikal sektörde dijital üretim, kişiye özel tıbbi cihazların ve implantların üretiminde büyük kolaylık sağlar. Örneğin, hastaya özel protezler, dijital ölçüm teknikleri ve 3D yazıcılar ile yüksek hassasiyette üretilebilir. Aynı zamanda, ameliyatlarda kullanılan araçların dijital tasarımı ve üretimi, cerrahların ihtiyaçlarına özel olarak yapılabilir. Dijital üretim süreçleri sayesinde medikal ürünlerin izlenebilirliği de artırılır, böylece bir ürünün hangi aşamada üretildiği ve hangi testlerden geçtiği kolayca takip edilebilir. Dijitalleşme, medikal sektörde yenilikçi ürün geliştirme sürecini hızlandırarak sağlık hizmetlerinin kalitesini artırır.
Mobilya Sektöründe Dijital Üretim

Mobilya sektöründe dijital imalat, kişiye özel tasarım imkanları sunar ve üretim sürecinde verimliliği artırır. CAD (Bilgisayar Destekli Tasarım) yazılımları ile müşterilerin isteklerine göre dijital olarak tasarlanan mobilyalar, CNC makineleri ile milimetrik hassasiyetle kesilerek üretilir. Ayrıca, dijital sistemler sayesinde hammadde takibi yapılır, hangi ağacın hangi parçada kullanılacağı belirlenir ve en verimli şekilde işlenir. Montaj süreçlerinde robotik sistemler ile çalışan dijital makineler, kaliteyi ve üretim hızını artırarak işçilik maliyetlerini düşürür. Dijital imalat ile mobilya sektörü, kişiye özel çözümler sunarken sürdürülebilirlik hedeflerine de daha kolay ulaşır.
Otomotiv Endüstrisinde Dijital Üretim

Otomotiv sektörü, dijital üretim teknolojileri ile üretim süreçlerini optimize ederek sürdürülebilir üretim modellerine geçiş yapmaktadır. Dijital simülasyon teknolojileri, yeni araç tasarımlarının yol tutuş, aerodinamik ve yakıt verimliliği gibi performanslarını sanal ortamda test eder. Otomotiv sektöründe ayrıca, kalite kontrol süreçlerinde yapay zeka kullanımı oldukça yaygındır. Örneğin, otomobil parçalarının montaj sırasında tarayıcılarla analiz edilerek hata oranı düşürülür. Aynı zamanda, otonom bakım sistemleri ile araçların fabrika üretim hattında bakımı yapılır ve böylece zamandan tasarruf edilir. Üretimde dijitalleşme, otomotivde inovasyon süreçlerini hızlandırarak müşteri ihtiyaçlarına hızlı yanıt vermeyi mümkün kılar.
Dijital Üretim: Gelecekteki Etkileri ve Potansiyeli
Dijital üretimin gelecekte sanayiden günlük yaşantımıza kadar birçok alanda dönüştürücü bir etkiye sahip olması beklenmektedir. Öncelikle, üretim süreçlerinin otomasyonla birleşmesi, verimlilik ve hız anlamında büyük bir sıçrama yaratırken maliyetlerin düşmesini de sağlayacaktır. Dijital ikiz teknolojileri, nesnelerin interneti (IoT), yapay zeka (AI) ve büyük veri analitiği gibi yenilikler, imalat süreçlerinin daha hassas bir şekilde kontrol edilmesine, sorunların anında tespit edilmesine ve çözülmesine olanak tanıyacaktır. Bu da üretimde minimum hata payıyla en yüksek kalitenin elde edilmesini sağlayacaktır.
Gelecekte dijital üretimin, iş gücü piyasasında da önemli değişimlere yol açması beklenmektedir. Dijitalleşen üretim süreçleriyle birlikte çalışanların daha nitelikli bilgi ve becerilere sahip olmaları gerekecek; bu da daha fazla eğitim ve yetenek geliştirme ihtiyacını doğuracaktır. Ayrıca, dijital üretim sayesinde üretim sürecinde esneklik artacak ve özelleştirilmiş ürünlerin yapılabilirliği hızla artacaktır. Üretim zincirinde daha sürdürülebilir, çevre dostu yöntemlerin yaygınlaşması, karbon ayak izinin azalmasına da katkı sağlanması beklenmektedir. Sonuç olarak dijital üretim, daha çevik, verimli ve sürdürülebilir bir endüstri yapısına geçişin kapılarını açmakta ve gelecekte sanayinin tüm dinamiklerini yeniden şekillendirme potansiyeline sahiptir.
Nov 28, 2024 | Blog
Yapay zeka (AI), son yıllarda yalnızca günlük hayatımızı değil, aynı zamanda üretim sektörünü de köklü bir şekilde değiştiren bir teknoloji olarak öne çıkmaktadır. Üretimde yapay zeka, süreçleri optimize ederek verimliliği artırırken maliyetleri de düşürme potansiyeline sahiptir. Bu teknoloji, üretim tesislerinin daha akıllı, esnek ve sürdürülebilir bir şekilde çalışmasını mümkün kılmaktadır.
Günümüzün rekabetçi iş dünyasında, yapay zekanın üretim süreçlerine entegrasyonu, işletmelerin piyasa koşullarına daha hızlı adapte olmasına olanak tanımaktadır.
Üretimde Yapay Zeka Kullanımı
Yapay zekanın üretimdeki kullanımı, geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. AI teknolojisinin imalat sektöründe kullanılan temel alanlar aşağıdaki gibidir:
- Tahmin ve Planlama: Yapay zekâ, büyük veri analitiği ile geçmiş üretim verilerini analiz ederek gelecekteki talebi tahmin eder. Bu sayede stok yönetimi optimize edilir, üretim süreçleri planlanır ve müşteri talepleri daha hızlı karşılanır.
- Kalite Kontrol: Üretimde yapay zeka, hatalı ürünleri tespit etmek için görsel tanıma teknolojilerinden faydalanır. Kameralar ve sensörler aracılığıyla ürünlerin yüzeyindeki kusurları algılayan sistemler, insan hatasını en aza indirerek kalite standartlarını yükseltir.
- Otonom Üretim Sistemleri: Yapay zeka destekli robotlar, üretim hatlarında tekrarlayan görevleri hızlı ve hatasız bir şekilde yerine getirir. Bu robotlar, insan iş gücünü tamamlayıcı bir rol üstlenerek daha karmaşık görevlerde de kullanılmaktadır. Bu sistemlerin yorulması ve dinlemesi gerekmediği için üretim zamanı konusunda maksimum performans elde edilir. Otonom sistemler gelecekte çok daha gelişerek fabrika dijitalleşmesi için kritik rol alacaktır. Dijital fabrikalar yaygınlaşarak karanlık fabrikalar ortaya çıkacaktır. 7/24 üretimin devam ettiği bir üretim tesisini sadece uzaktan kontrol ederek yönetmek mümkün olacaktır.
- Enerji Yönetimi: Yapay zeka, fabrikalardaki enerji tüketimini analiz ederek tasarruf önerileri de sunmaktadır. Örneğin, makinelerin çalışma saatlerini optimize ederek enerji tüketimini azaltmak mümkündür. Fazla veya gereksiz enerji tüketimini tespit ederek raporlaştırmak mümkündür.
- Bakım ve Onarım: AI tabanlı tahmin edici bakım sistemleri, ekipmanların arızalanmadan önce tespit edilmesine olanak tanır. Yapay zeka önleyici bakım sistemi sayede kesintisiz bir üretim süreci sağlanır ve beklenmeyen duruşlar önlenir.
Akıllı Üretimde Yapay Zeka
Akıllı üretim, dijital teknolojilerin entegre edildiği, esnek ve veri odaklı bir üretim modelidir. Bu modelin temel taşı olan yapay zeka, üretim süreçlerini gerçek zamanlı olarak analiz eder ve optimize eder. Örneğin, sensörlerden alınan veriler, yapay zeka algoritmaları tarafından analiz edilerek anlık kararların alınması ve uygulanması mümkündür.
Akıllı fabrikalarda yapay zeka, insanlar ve makineler arasında bir köprü görevi görür. İnsanlar, yapay zeka tarafından sağlanan analizler ve öneriler doğrultusunda stratejik kararlar alırken, makineler de bu doğrultuda hareket eder. Sadece insan ve makine değil ayrıca makineden makineye veri aktarımını da mümkün kılar. Machine to machine olarak adlandırılan bu sistem sayesinde fabrikada tüm cihazlar birbirleriyle haberleşir. Bu haberleşme sonucunda tüm veriler Cormind’in geliştirdiği fabrika işletim sistemi olan Sepex’e aktarılır. Dolayısıyla imalatın her adımı anlık olarak takip edilir.

Üretim Tesislerinde Yapay Zekanın Avantajları
- Artan Verimlilik: Yapay zeka, üretim süreçlerini optimize ederek zamandan ve maliyetten tasarruf sağlar. Daha kısa sürede daha fazla ürün üretilmesine olanak tanır.
- Hataların Azaltılması: AI tabanlı sistemler, insan hatasını minimize ederek ürün kalitesini artırır. Özellikle tekrarlayan ve hassas işlemlerde büyük bir fark yaratır.
- Esnek Üretim: Yapay zeka, üretim hatlarının hızla değişen taleplere uyum sağlamasına yardımcı olur. Bu esneklik, rekabet avantajı sağlar.
- Daha İyi Veri Yönetimi: Yapay zeka, üretim sırasında toplanan büyük miktarda veriyi anlamlandırarak işletmelere yol gösterir. Bu analizler, stratejik karar alma süreçlerini kolaylaştırır.
- Sürdürülebilirlik: Enerji tüketiminin azaltılması ve kaynak kullanımının optimize edilmesi, yapay zekanın sürdürülebilir bir üretim modeline katkı sağlamasına olanak sunar.
Yapay Zeka ile Üretim Takibi
Üretim süreçlerinde verimlilik, gerçek zamanlı üretim takibi ile doğrudan ilişkilidir. Yapay zeka, üretim hatlarındaki tüm süreçleri detaylı bir şekilde izlemek ve analiz etmek için güçlü bir araç olarak kullanılmaktadır. Sensörlerden, makinelere ve çalışanlara kadar tüm veri kaynaklarını entegre ederek üretimin her aşamasını gözlemleyebilir.
Yapay zeka tabanlı üretim takibi, sadece anlık durumları izlemekle kalmaz, aynı zamanda geçmiş veriler üzerinden tahminler yaparak olası gecikmeleri veya hataları önceden belirleyebilir. İmalat hattında anormal bir durum tespit edildiğinde yapay zeka sistemi, ilgili personeli uyararak aksiyon alınmasını sağlar. Ayrıca, üretim hacmini, makine performansını ve iş gücü verimliliğini izleyerek işletmelerin daha bilinçli kararlar almasına yardımcı olur.
Bu teknolojinin bir diğer önemli avantajı, dijital bir platform üzerinden merkezi kontrol sağlamasıdır. Farklı birimlerdeki üretim süreçleri, tek bir ekrandan yönetilebilir ve analiz edilebilir. Böylece hem zaman tasarrufu sağlanır hem de işletmeler üretim performansını artırmak için gereken verilere kolayca ulaşır. Sepex ile tüm üretim süreçlerinizi uzaktan (cloud server) kontrol edebilirsiniz. Bilgisayar, tablet veya telefon farketmeksizin, lokasyondan bağımsız tam performans ile çalışma ayrıcalığı için: SEPEX size yeter!

Yapay Zeka ile Üretim Yönetimi
Üretim yönetimi, bir işletmenin başarısını belirleyen en kritik unsurlardan biridir. Yapay zeka, bu alanda stratejik karar alma süreçlerini destekleyerek yönetimi daha etkili hale getirir. Üretim hatlarından toplanan verileri analiz ederek operasyonların optimize edilmesini ve kaynakların en verimli şekilde kullanılmasını sağlar. Bu sayede üretim maliyetlerinde düşüş sağlanarak daha rekabetçi fiyatlarla sektörel kazanımlar elde edilir.
Yapayzeka algoritmaları, hangi ürünlerin hangi makinelerde üretilmesi gerektiğini belirlerken iş gücü, enerji ve zaman kullanımını göz önünde bulundurur. Bu sayede kaynakların boşa harcanmasının önüne geçer. Ayrıca, dinamik üretim yönetimi sunarak ani talep değişikliklerine hızlı bir şekilde uyum sağlar.
Yapay zeka ile üretim yönetiminin bir diğer önemli özelliği, süreçlerin otomatikleştirilmesidir. İhtiyaç duyulan malzeme miktarından, üretim hızına kadar pek çok karar, önceden tanımlanmış parametreler doğrultusunda alınır. Bu durum, maliyetlerin düşmesini sağladığı gibi üretim sürelerini de kısaltır.
Ayrıca yapay zeka destekli yönetim sistemleri, olası riskleri önceden tespit ederek karar alıcıları bilgilendirir. Örnek olarak, bir makinenin performansında düşüş gözlemlendiğinde bakım zamanını optimize etmek veya ekipmanı yenilemek gibi önlemler alınabilir. Bu tür proaktif yaklaşımlar, üretim sürecindeki aksaklıkların minimuma indirir.
Yapay zekâ ile üretim takibi ve yönetimi, üretim tesislerinin daha esnek, hızlı ve verimli bir şekilde çalışmasını mümkün kılarak işletmelere rekabet avantajı sunar. Cormind, bu çözümleri hayata geçirerek akıllı üretim dünyasında fark yaratmanıza olanak tanır.

İmalatta Yapay Zekanın Geleceği
Yapay zekanın üretim sektöründe yaygınlaşması, endüstriyel süreçlerin daha otonom hale gelmesini sağlayacaktır. Gelecekte, tam otomasyonla çalışan fabrikaların yaygınlaşması beklenmektedir. Bu fabrikalar, yalnızca insan müdahalesine ihtiyaç duymadan üretim yapmayacak, aynı zamanda çevresel etkileri minimize edecek şekilde tasarlanacaktır. YapayZeka, aynı zamanda üretimde inovasyonu da hızlandıracaktır. Örneğin, 3D yazıcılarla entegre edilen yapay zeka sistemleri, özelleştirilmiş ürünlerin daha kısa sürede üretilmesini mümkün kılacaktır. Ayrıca, dijital ikiz teknolojisinin yapay zeka ile birleşmesi, üretim süreçlerinin sanal ortamda test edilmesini ve optimize edilmesini sağlayacaktır.
AI teknolojisinin üretimdeki etkisi her geçen gün artmakta ve bu teknoloji, endüstriyel üretimin geleceğini şekillendirmektedir. Cormind olarak geleneksel üretim tesisinizi akıllı fabrikalara çevirerek ve bu dijital dönüşüm sürecinde sizlere rehberlik ederek rekabet avantajı kazandırmaktayız. Yapay zekâ, sadece üretim süreçlerini değil, aynı zamanda iş dünyasının dinamiklerini de değiştirmeye devam edecektir.
Nov 28, 2024 | Blog
Fabrika dijitalleşmesi, üretim tesislerinin verimliliğini, esnekliğini ve rekabet gücünü artırmak için dijital teknolojilerin entegre edilmesi süreçlerini ifade etmektedir. Günümüzde dijitalleşme, sadece teknoloji odaklı bir trend değil, aynı zamanda sanayinin sürdürülebilir ve geleceğe dönük bir şekilde dönüşmesi için bir gerekliliktir. Bu süreç, üretimden tedarik zincirine, kalite kontrolünden bakım süreçlerine kadar pek çok alanda köklü değişiklikler yaratmaktadır.
Fabrika Dijitalleşmesi Nedir?
Fabrika dijitalleşmesi, üretim tesislerindeki tüm süreçlerin dijital teknolojiler aracılığıyla optimize edilmesi anlamına gelmektedir. Nesnelerin interneti (IoT), yapay zeka (AI), büyük veri analitiği, bulut bilişim ve dijital ikiz gibi teknolojiler, fabrika dijitalleşmesinin temel taşlarını oluşturur. Bu teknolojiler, hem üretim hattındaki makinelerin hem de fabrikadaki diğer sistemlerin birbiriyle iletişim kurarak gerçek zamanlı veri paylaşımı sağlar. Bu paylaşılan veriler üretimde kullanılan yapay zeka tarafından işlenerek üretimde maksimum verim hedeflenir.
Dijitalleşme, üretim sürecindeki manuel müdahaleleri azaltırken, makinelerin arızalanmadan önce bakım ihtiyacını dahi tespit edebilmektedir. Enerji tüketimini optimize eder ve üretim süreçlerini daha esnek hale getirir. Böylece hem maliyetler düşer hem de ürün kalitesinde artış sağlanır.
Fabrika Dijitalleşmesinin Sağladığı Avantajlar
- Artan Verimlilik ve Azalan Maliyetler: Dijitalleşme, fabrika süreçlerini daha akıllı hale getirerek enerji tüketiminden malzeme israfına kadar birçok noktada tasarruf sağlar. Otomasyon sistemleri sayesinde tekrar eden işlemler insan müdahalesine gerek kalmadan gerçekleştirilebilir, bu da iş gücü maliyetlerini azaltır.
- Daha Hızlı ve Doğru Karar Alma: Gerçek zamanlı veri analizi, fabrika yöneticilerinin hızlı ve bilinçli kararlar almasına olanak tanır. Büyük veri analitiği, üretim hattında olası sorunları önceden tespit ederek kayıpların önüne geçer.
- Esneklik ve Özelleştirilebilirlik: Dijital teknolojiler, üretim hatlarının talebe göre hızla uyarlanabilmesini sağlar. Bu, özellikle müşteri taleplerinin çeşitlendiği ve kişiselleştirilmiş ürünlerin önem kazandığı günümüzde büyük bir avantajdır.
- Daha Güvenli ve Çevre Dostu Çözümler: Dijitalleşme, enerji yönetiminde ve atık azaltmada önemli rol oynar. Çevre dostu teknolojilerin entegre edilmesiyle karbon ayak izi azaltılabilir ve sürdürülebilir bir üretim modeli oluşturulabilir. Ayrıca, sensörler ve otomasyon sistemleri, iş güvenliğini artırarak insan hatalarından kaynaklanan riskleri minimize eder.

Fabrika Dijitalleşmesinde Kullanılan Teknolojiler
Dijital fabrika teknolojilerinin entegrasyonu ile üretim tesislerini daha verimli, esnek ve rekabetçi hale getirmek mümkündür. Bu süreçte kullanılan teknolojiler, işletmelerin üretim kapasitelerini artırmalarını, maliyetleri düşürmelerini ve hataları minimuma indirmelerini sağlamaktadır. Fabrika dijitalleşmesinde kullanılan temel teknolojiler aşağıdaki gibidir.
Endüstriyel Nesnelerin İnterneti (IIoT)
Endüstriyel Nesnelerin İnterneti (IIoT), fabrika ekipmanlarının ve makinelerinin sensörler aracılığıyla birbirine bağlanmasını sağlar. Bu bağlantılar sayesinde, üretim süreçlerinden gerçek zamanlı veri toplanır ve analiz edilir. Örneğin, bir üretim hattındaki makineler, performans durumlarını IIoT teknolojisi ile anlık olarak bildirebilir. Bu sayede bakım ihtiyaçları önceden tespit edilir ve plansız duruşlar engellenir. IIoT ayrıca enerji yönetimi, stok takibi ve lojistik gibi alanlarda da önemli avantajlar sunar.
Büyük Veri ve Veri Analitiği
Fabrikalarda dijitalleşme, büyük miktarda veri üretir. Büyük veri teknolojileri, bu verileri toplayıp işleyerek işletmelerin karar alma süreçlerini destekler. Örneğin, geçmiş üretim verilerini analiz ederek talep tahminleri yapılabilir veya üretim hatlarındaki verimlilik eksiklikleri belirlenebilir. Bu veriler, aynı zamanda makine öğrenimi algoritmalarını besleyerek daha akıllı üretim sistemleri oluşturulmasına olanak tanır.
Robotik Otomasyon
Robotik otomasyon, fabrika dijitalleşmesinde en dikkat çeken teknolojilerden biridir. Akıllı robotlar, üretim süreçlerini daha hızlı ve hatasız bir şekilde gerçekleştirebilir. Özellikle montaj, kaynak ve kalite kontrol gibi tekrarlayan görevlerde kullanılan robotlar, hem iş gücü maliyetlerini düşürür hem de üretim hızını artırır. Ayrıca, robotlar yapay zeka entegrasyonu sayesinde daha karmaşık işlemleri öğrenebilir ve uyum sağlayabilir.
Yapay Zeka ve Makine Öğrenimi
Yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (ML) teknolojileri, üretim süreçlerini optimize etmek için kullanılır. Bu teknolojiler, üretim hatlarındaki veri akışını analiz ederek daha verimli planlama yapılmasına olanak tanır. Üretim hattındaki arızaların nedenlerini tespit edebilir veya üretim süreçlerini otomatik olarak optimize edebilir. Ayrıca, müşteri taleplerine göre dinamik üretim planlaması yaparak işletmelerin rekabet avantajını artırır. Üretimde yapay zeka kullanımı ile tesiste maksimum performans ile üretim gerçekleştirilmesi hedeflenir.
Dijital İkiz Teknolojisi
Dijital ikiz, fiziksel bir fabrika veya ekipmanın dijital bir kopyasının oluşturulmasını ifade eder. Bu teknoloji, üretim süreçlerinin simülasyon ve analiz edilmesine olanak tanır. Dijital ikizler, fabrikaların performansını değerlendirmek, süreçleri iyileştirmek ve olası sorunları önceden tespit etmek için kullanılır. Yeni bir üretim hattının performansı, fiziksel kuruluma geçmeden önce dijital ikiz üzerinde test edilebilir.
Bulut Bilişim
Bulut bilişim, fabrika dijitalleşmesinde veri saklama ve erişim süreçlerini kolaylaştırır. Fabrikalar, tüm üretim verilerini bulut tabanlı platformlarda saklayarak istediği zaman bu verilere erişim sağlamaktadır. Firma içerisinde tüm birimlerin senkron halinde hareket etme kabiliyeti kazanır. Tüm birimleri ayrı ayrı yetkilendirerek ulaşılabilecek veriye kısıtlama getirilebilir. Ayrıca, bulut bilişim sayesinde farklı fabrikalar arasında veri paylaşımı ve iş birliği daha kolay hale gelir. Bu teknoloji, altyapı maliyetlerini düşürürken aynı zamanda veri güvenliğini artırır.
Artırılmış Gerçeklik (AR) ve Sanal Gerçeklik (VR)
AR ve VR teknolojileri, üretim süreçlerini destekleyen önemli araçlardır. Özellikle eğitim, bakım ve montaj süreçlerinde kullanılan bu teknolojiler, çalışanların görevlerini daha etkili bir şekilde yerine getirmelerine olanak tanır. Bir makine arızası durumunda AR gözlükleri kullanılarak adım adım tamir yönergeleri sunulabilir. VR ise çalışan eğitimlerinde, fabrika simülasyonları oluşturarak daha interaktif bir öğrenme ortamı sağlar.
5G ve Gelişmiş Haberleşme Sistemleri
5G teknolojisi, dijitalleşen fabrikalarda hızlı ve kesintisiz veri iletimi için kritik bir rol oynar. IIoT cihazlarından gelen büyük veri akışını hızlı bir şekilde yönetmek için yüksek bant genişliği ve düşük gecikme süresi sağlar. Ayrıca, uzaktan erişim ve kontrol işlemleri 5G sayesinde daha güvenilir hale gelir. Bu da hem üretim süreçlerinde hem de bakım işlemlerinde büyük avantajlar sunar.
Akıllı Enerji Yönetimi Sistemleri
Dijitalleşen fabrikalar, enerji tüketimini optimize etmek için akıllı enerji yönetim sistemlerini kullanır. Bu sistemler, enerji kullanımını izleyerek israfı önler ve maliyet tasarrufu sağlar. Aynı zamanda, yenilenebilir enerji kaynaklarının entegre edilmesiyle çevresel sürdürülebilirliği artırır.
Fabrika dijitalleşmesinde kullanılan bu teknolojiler, üretim süreçlerini sadece daha verimli hale getirmekle kalmaz, aynı zamanda işletmelere inovasyon ve sürdürülebilirlik açısından önemli fırsatlar sunmaktadır. Cormind’in geliştirdiği fabrika işletim sistemi Sepex ile bu teknolojileri hayata geçirmenize olanak sağlamaktayız. Üretimde yeni bir çağın kapılarını birlikte aralayalım.

Dijital Fabrikaların Gelecekteki Etkileri
Fabrika dijitalleşmesi, gelecekte endüstriyel rekabetin en belirleyici unsurlarından biri olması beklenmektedir. Dijital akıllı fabrikalara sahip işletmeler, daha hızlı, daha esnek ve daha sürdürülebilir üretim modelleri sunarak, sektörlerde rakiplerine üstünlük sağlayacaktır. Özellikle yapay zeka ve robotik teknolojilerdeki ilerlemeler, tamamen otonom fabrikaların yaygınlaşmasına zemin hazırlayacaktır. Bu da daha az hata, daha yüksek verimlilik ve daha düşük maliyet anlamına gelmektedir.
Fabrikada dijitalleşme sadece bugünün değil, geleceğin de en kritik yatırımıdır. Cormind olarak, bu dönüşüm sürecinde sizlere tam destek sunmaktayız. Fabrika dijitalleşmesi, üretimden tedarik zincirine kadar tüm süreçlerde bir devrim yaratarak, işletmelerin küresel rekabette güçlü bir konum elde etmelerine olanak sağlamaktayız.
Nov 5, 2024 | Blog
Türkiye Robotik Süreç Otomasyonu nedir? RPA ne demek? Robotic Process Automation evrimi faydaları uygulamaları ve örnekleri hakkında bilgilere aşağıdaki makalemizde ulaşabilirsiniz.
Robotik Süreç Otomasyonu Robotic Process Automation RPA Nedir?
Robotik süreç otomasyonu (Robotic Process Automation – RPA), yapay zeka (Artificial Intelligence – AI) ile yazılımın kullanımı ve daha önce insanlar için gerekli olan yüksek hacimli, tekrarlanabilir görevleri ele alan makine öğrenme yetenekleridir. Bu görevler sorguları, hesaplamaları içerebilir. Kayıt ve işlemlerin bakımı, yazılım robotu veya botu olarak adlandırılan RPA teknolojisi tarafından bir çalışanı taklit ederek, uygulamalara girer, veri girer, görevleri hesaplar, tamamlar ve çıkış yapar.
RPA yazılımı bir kuruluşun BT altyapısının bir parçası değildir. Bunun yerine, bir şirketin teknolojiyi hızlı ve verimli bir şekilde uygulamaya koymasını mümkün kılarak, mevcut altyapı ve sistemleri değiştirmeden uygulanır.

Robotik Süreç Otomasyonu (Robotic Process Automation) RPA Evrimi
Her ne kadar “robotik süreç otomasyonu” terimi 2000’li yılların başlarına kadar izlense de, daha önceki yıllarda da gelişim süreci içerisindeydi.
RPA üç temel teknolojiden gelişti: Veri kopyalama, iş akışı otomasyonu ve yapay zeka.
Veri kopyalama, ekran görüntü verilerinin eski bir uygulamadan toplanması işlemidir, böylece veriler daha modern bir kullanıcı arayüzü ile gösterilebilir. Manuel veri girişi ihtiyacını ortadan kaldıran ve sipariş yerine getirme oranlarını artıran iş akışı otomasyon yazılımının avantajları arasında, artan hız, verimlilik ve doğruluk ön plandadır. Son olarak, yapay zeka, bilgisayar sistemlerinin normalde insan müdahalesi ve istihbarat gerektiren görevleri yerine getirme yeteneğini içerir.
Robotic Process Automation (RPA) Robotik Süreç Otomasyonunun Faydaları
Robotik süreç otomasyon teknolojisi, organizasyonlara dijital dönüşüm yolculuklarında yardımcı olabilir:
- Daha iyi müşteri hizmeti sunmak
- İş operasyonlarının ve süreçlerin düzenlemelere ve standartlara uygunluğunu sağlamak
- Süreçlerin daha hızlı tamamlanmasına izin verilmesi
- Süreç verilerinin sayısallaştırılması ve denetlenmesiyle gelişmiş verimlilik sağlanması
- Manuel ve tekrarlayan işler için maliyet tasarrufu yaratmak
- Çalışanların daha verimli olmalarını sağlamak

RPA Robotik Süreç Otomasyonu – Robotic Process Automation Uygulamaları
Robotik süreç otomasyonunun en iyi uygulamalarından bazıları şunlardır:
Müşteri Hizmetleri
RPA, e-imzaların doğrulanması, taranan belgelerin yüklenmesi ve otomatik onaylar veya reddetmeler için bilgilerin doğrulanması dâhil olmak üzere, iletişim merkezi görevlerini otomatikleştirerek şirketlerin daha iyi müşteri hizmetleri sunmasına yardımcı olabilir.
Muhasebe
Kuruluşlar genel muhasebe, operasyonel muhasebe, işlem raporlama ve bütçeleme için RPA kullanabilirler.
Finansal Hizmetler
Finansal hizmet sektöründeki şirketler, RPA’yı döviz ödemeleri, hesap açılışlarını ve kapanışları otomatikleştirme, denetim taleplerini yönetme ve sigorta taleplerini işleme koyma için kullanabilirler.
Sağlık Hizmetleri
Tıbbi kuruluşlar, hasta kayıtlarını, talepleri, müşteri desteğini, hesap yönetimini, faturalandırma, raporlama işlemlerini ve analitiği yürütmek için RPA’yı kullanabilirler.
İnsan Kaynakları
RPA, çalışanların bilgilerini ve zaman çizelgesi gönderme süreçlerini güncelleyerek, onboarding ve offboarding dahil olmak üzere İK görevlerini otomatikleştirebilir.
Tedarik Zinciri Yönetimi
RPA, satın alma, sipariş işleme ve ödemeleri otomatikleştirme, stok seviyelerini izleme ve gönderileri izleme için kullanılabilir.
RPA ve Düzenli Otomasyon Arasındaki Farklar
Robotik süreç otomasyonunu geleneksel BT otomasyonundan ayıran, RPA yazılımının değişen koşullara, istisnalara ve yeni durumlara karşı farkında olma ve uyum sağlama yeteneğidir. Robotic process automation yazılımı mevcut yazılım uygulamalarındaki belirli işlemlerin eylemlerini yakalamak ve yorumlamak için eğitildikten sonra, verileri manipüle edebilir. Yanıtları tetikleyebilir, yeni eylemler başlatabilir ve diğer sistemlerle bağımsız olarak iletişim kurabilir.
RPA yazılımı, akışkanlıkla etkileşime girmesi gereken çok farklı ve karmaşık sistemlere sahip kuruluşlar için özellikle yararlıdır.
Örneğin, bir insan kaynakları sisteminden gelen bir elektronik formun bir posta kodu eksik olması durumunda, geleneksel üretim otomasyonu yazılımı formu bir istisna olarak işaretler ve bir çalışan, istisnai durumu doğru posta kodunu arayarak ve forma girerek ele alır. Form tamamlandıktan sonra, çalışan, bordroya gönderebilir, böylece bilgi kuruluşun bordro sistemine girilebilir.
Bununla birlikte, RPA teknolojisi ile uyum sağlama, kendi kendine öğrenme ve kendi kendini düzeltme becerisine sahip yazılım istisnayı ele alır ve insani yardım olmadan bordro sistemi ile etkileşime girer.
Oct 30, 2024 | Blog
Endüstri 4.0 devrimiyle birlikte, dijitalleşme ve otomasyon endüstriyel üretimin vazgeçilmez unsurları haline gelmiştir. Bu gelişim sürecinde, makine ve ekipmanların verimli çalışmasını sağlamak için bakım stratejileri de büyük bir değişimden geçmektedir. Geleneksel bakım yöntemlerinin yerini, çalışanların makineleri tanıyarak basit arızaları çözebileceği ve düzenli bakım yapabileceği otonom bakım sistemleri almıştır. Otonom bakım, üretim süreçlerinin daha verimli, güvenilir ve sürdürülebilir hale getirilmesine olanak tanımaktadır. Cormind olarak otonom bakım uygulamaları sağlayarak fabrikanızdaki bakım süreçlerinde minimum kayıplar sağlamanızı hedefliyoruz.
Otonom Bakım Nedir?
Otonom bakım, üretim süreçlerinde yer alan makinelerin ve ekipmanların operatörler tarafından düzenli olarak kontrol edilip bakımının yapılmasıdır. Bu bakım yöntemi, geleneksel bakım süreçlerinden farklı olarak tamamen teknik ekiplere dayalı değildir. Çalışanlar, belirli eğitimlerden geçerek makineleri tanıma, sorunları tespit etme ve basit bakım işlemlerini gerçekleştirme yeteneğine sahip olur. Bu sayede, teknik ekiplere olan bağımlılık azalırken, makinelerin performansı sürekli olarak izlenebilir hale gelir.
Temel Özellikleri:
- Operatörlerin düzenli kontrol ve bakım görevlerini üstlenmesi
- Erken arıza tespiti ve sorunların hızlıca giderilmesi
- Makinelerin performansının sürekli izlenmesi ve iyileştirilmesi
- Bakım süreçlerinin daha az teknik ekip desteği ile yürütülmesi
Otonom Bakımın Temel Bileşenleri
- Operatör Eğitimi: Otonom bakımın başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için çalışanların kapsamlı bir eğitime tabi tutulması gerekmektedir. Bu eğitimler sayesinde operatörler, kullandıkları makinelerin çalışma prensiplerini öğrenir, olası arızaları nasıl tespit edeceklerini bilir ve gerekli önlemleri alabilirler. Eğitimin kalitesi, otonom bakım sürecinin etkinliği üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir.
- Standart İşlemler: Otonom bakımda belirli standartlar ve prosedürler oluşturulur. Bu standartlar, makinelerin nasıl kontrol edileceğini, hangi adımların atılacağını ve olası sorunlarda nasıl müdahale edileceğini tanımlar. Bu sayede operatörler, herhangi bir makine arızasıyla karşılaştıklarında süreci hızlı ve etkili bir şekilde yönetebilirler.
- Temizlik ve Görsel Kontroller: Otonom bakım, sadece makine parçalarının kontrolü ile sınırlı değildir. Temizlik ve görsel kontroller de bu sürecin önemli bir parçasıdır. Makinelerin düzenli olarak temizlenmesi, arızaların önlenmesine yardımcı olurken, görsel kontroller sayesinde aşınma ve yıpranma belirtileri erkenden tespit edilebilir.
- Erken Uyarı Sistemleri: Makinelerde yer alan sensörler ve diğer dijital izleme araçları, operatörlere olası sorunlar hakkında erken uyarı sağlar. Bu sayede, makinelerde oluşabilecek arızalar henüz ciddi boyutlara ulaşmadan tespit edilip müdahale edilebilir. Fabrika üretim takibi sistemlerinin aksamadan devam etmesine olanak sağlayan önemli bir nüanstır.

Otonom Bakımın Adımları
Makinelerin sürekli olarak yüksek verimle çalışmasını sağlamak için belli aşamalardan oluşan bir sürece otonom bakım adımları denmektedir.. Bu adımlar, operatörlerin makineleri tanımasını, düzenli olarak kontrol etmesini ve basit bakım görevlerini yerine getirmesini sağlar. Aşağıda otonom bakımın temel adımları daha detaylı olarak açıklanmıştır:
1. Operatör Eğitimi ve Yönlendirme
Otonom bakım sürecinin ilk adımı, operatörlerin makine ve ekipmanlar hakkında kapsamlı bir eğitim almasıdır. Eğitim, makinenin çalışma prensiplerini, hangi parçaların düzenli bakım gerektirdiğini, olası arızaların nasıl tespit edileceğini ve bakım sırasında uyulması gereken güvenlik prosedürlerini kapsar.
Operatörlerin eğitilmesi sadece teorik bilgi ile sınırlı kalmamalıdır. Pratik uygulamalar ve makinelerle çalışma fırsatları da sağlanmalıdır. Eğitim sürecinde ayrıca, operatörlerin makinelerin nasıl performans gösterdiğini anlamalarına yardımcı olacak temel mühendislik kavramları da öğretilmelidir. Bu eğitim sayesinde operatörler, makineyi sadece kullanmakla kalmaz, aynı zamanda nasıl daha verimli hale getirebileceğini de öğrenirler.
2. Temizlik ve Görsel Kontrol
Otonom bakımın ikinci adımı, makinelerin düzenli olarak temizlenmesi ve görsel olarak kontrol edilmesidir. Bu süreç, kir ve yağ gibi maddelerin birikmesini önleyerek makinelerin performansının düşmesine engel olur. Aynı zamanda, makinede meydana gelebilecek aşınma, gevşek vidalar, çatlaklar veya kaçaklar gibi sorunlar bu görsel kontrol sırasında fark edilebilir.
Temizlik ve görsel kontrol, operatörlerin günlük bakım rutinlerinin bir parçası olmalıdır. Her çalışma vardiyasının başlangıcında ve bitiminde yapılan bu kontroller, olası bir arızanın erken fark edilmesini sağlar. Bu da üretim sürecinde beklenmedik duruşların önüne geçer.
3. Fonksiyonel Kontroller ve Yağlama
Fonksiyonel kontroller, makinenin farklı bölümlerinin düzgün çalışıp çalışmadığını test etmeyi içerir. Operatörler, makineyi belirli bir çalışma moduna getirir ve makinenin normal işleyişini gözlemler. Bu süreçte, motorlar, dişliler, bantlar ve diğer hareketli parçalar dikkatle izlenir.
Fonksiyonel kontroller sırasında, makinedeki herhangi bir olağan dışı ses, titreşim veya performans düşüşü tespit edilebilir. Örneğin, bir motorun aşırı ısınması, yağ eksikliği veya dişlilerdeki aşınma gibi sorunların işareti olabilir. Bu tür durumlarda, operatörler sorunu çözmek için yağlama işlemi gibi basit bakım görevlerini yerine getirirler. Yağlama, hareketli parçaların sürtünmeden kaynaklı aşınmasını önleyerek makinenin ömrünü uzatır.
4. Erken Uyarı Sistemlerinin İzlenmesi
Otonom bakımda erken uyarı sistemleri ve dijital izleme araçları kritik bir rol oynar. Modern makinelerde bulunan sensörler ve izleme sistemleri, makinenin çalışma durumu hakkında anlık veriler sağlar. Bu sistemler sayesinde, makinedeki basınç, sıcaklık, titreşim gibi parametreler izlenir ve bu parametrelerdeki anormallikler tespit edilir.
Erken uyarı sistemleri sayesinde operatörler, arızalar henüz ciddi bir soruna dönüşmeden önce müdahale edebilir. Örneğin, bir pompadaki basınç seviyesi normalin altına düştüğünde, operatör bu durumu fark ederek hemen müdahale eder ve pompanın bozulmasını engeller. Bu sistemler, arıza sürelerini minimize eder ve bakım maliyetlerini düşürür.
5. Standartlaştırılmış Bakım Prosedürlerinin Uygulanması
Her makine için belirli bakım prosedürlerinin oluşturulması, otonom bakımın başarıya ulaşması için temel bir adımdır. Standartlaştırılmış bakım prosedürleri, operatörlerin hangi adımları izleyeceğini, ne sıklıkla bakım yapacağını ve hangi parçaları kontrol edeceğini net bir şekilde tanımlar. Bu standartlar, bakım süreçlerinin her seferinde aynı kalitede ve doğrulukta yapılmasını sağlar.
Örneğin, bir üretim hattındaki taşıyıcı bantın ne zaman yağlanması gerektiği, hangi sıcaklık seviyelerinde kontrol yapılacağı ve hangi parçaların düzenli olarak değiştirilmesi gerektiği gibi bilgiler bu prosedürlerde yer alır. Bu sayede, operatörler her bakım sırasında aynı kaliteyi sağlarken, makinelerin ömrü de uzatılmış olur.
6. Bakım Sonuçlarının Takibi ve Geliştirilmesi
Otonom bakımın son adımı, yapılan bakım işlemlerinin ve sonuçlarının kayıt altına alınması ve bu verilerin düzenli olarak analiz edilmesidir. Operatörler her bakım işlemi sonrası otonom bakım formunu doldurarak yapılan işlemleri ve makinenin performansını kaydederler.
Bu kayıtlar sayesinde, makinelerin hangi dönemlerde daha fazla bakım gerektirdiği, hangi parçaların sık sık arızalandığı veya hangi işlemlerin makine performansını iyileştirdiği gibi bilgiler toplanır. Bu veriler, gelecekteki bakım stratejilerinin iyileştirilmesine olanak tanır. Ayrıca, geçmiş bakım verileri sayesinde arıza eğilimleri belirlenebilir ve proaktif önlemler alınabilir.
7. Düzenli Performans Takibi ve İyileştirme
Otonom bakımın sürekli bir süreç olduğunu unutmamak gerekir. Bakım işlemlerinin düzenli olarak yapılması ve makinelerin performansının izlenmesi, bu sürecin temel taşıdır. Düzenli performans takibi, makinelerin en yüksek verimlilikle çalışmasını sağlar. Ayrıca, geçmişte yapılan bakım işlemleri ile karşılaştırmalar yapılarak hangi adımların verimliliği artırdığı analiz edilir.
Bu süreç, operatörlerin sürekli olarak makineler hakkında bilgi sahibi olmasını sağlar ve bakım işlemlerinin etkili bir şekilde sürdürülmesine yardımcı olur. Performans takibi, aynı zamanda bakım işlemlerinin iyileştirilmesine olanak tanır. Örneğin, sık sık arıza veren bir makinenin hangi parçasının daha fazla bakıma ihtiyaç duyduğu bu süreçte tespit edilebilir.

Otonom Bakımın 8 Avantajı
Otonom bakım, geleneksel bakım süreçlerinden farklı olarak operatörlerin aktif katılımıyla yürütülen bir bakım stratejisidir. Bu yaklaşım, operatörlerin sadece makineyi kullanmakla kalmayıp aynı zamanda bakım süreçlerinde de sorumluluk almasını sağlar. Otonom bakımın pek çok avantajı bulunmaktadır ve bu avantajlar, hem üretim süreç optimizasyonu için hem de bakım optimizasyonu için son derece önemlidir. Aşağıda otonom bakımın en önemli avantajları detaylı olarak açıklanmıştır:
1. Makine Ömrünün Uzatılması
Otonom bakım, makinelerin düzenli olarak kontrol edilmesi, temizlenmesi ve basit bakım işlemlerinin yapılması anlamına gelir. Bu süreç, makine bileşenlerinin aşırı aşınmasını ve yıpranmasını önler. Özellikle yağlama, temizlik ve parça kontrolleri gibi günlük bakım işlemleri, makinelerin daha verimli ve uzun süreli çalışmasını sağlar.
Örneğin, düzenli yağlama yapılmayan bir dişli mekanizması zamanla aşınarak büyük arızalara yol açabilir. Otonom bakım ile operatörler bu tür problemleri erken tespit edebilir ve müdahale edebilir, böylece büyük arızaların ve makine değişimlerinin önüne geçilir. Makine ömrünün uzaması, şirketler için büyük bir maliyet tasarrufu sağlar, çünkü yeni makine alımına duyulan ihtiyaç azalır.
2. Arıza Sürelerinin Azaltılması
Üretim hattında meydana gelen beklenmedik duruşlar, hem üretim kaybına hem de maliyet artışına neden olur. Otonom bakım, bu duruşları minimize etmeyi amaçlar. Operatörlerin düzenli olarak makine kontrollerini yapması, küçük arızaların erken tespit edilmesini sağlar. Bu da beklenmedik duruşların ve uzun süreli tamiratların önüne geçer.
Otonom bakım sayesinde makinelerde oluşabilecek potansiyel sorunlar önceden tespit edilip çözülür. Örneğin, bir motorun çalışma performansındaki hafif düşüş, otonom bakım sayesinde fark edilip motor arızası daha büyümeden önlenebilir. Bu durum, işletmelere arıza sürelerini minimize etme ve üretkenliği artırma avantajı sağlar.
3. Üretim Verimliliğinin Artırılması
Otonom bakım, makinelerin sürekli optimum performansta çalışmasını sağlar. Temizlenmiş, doğru şekilde yağlanmış ve düzgün çalışan makineler, üretim hatlarında daha az hata yapar ve kesintisiz çalışır. Bu da üretim verimliliğini artırır. Makinelerin sorunsuz çalışması, üretim hedeflerine ulaşmayı kolaylaştırır ve aynı zamanda üretim sürecinde oluşabilecek kalite problemlerini de minimize eder.
Düzenli otonom bakım, üretim süreçlerinde standardizasyonu ve istikrarı sağladığı için, hataların önüne geçer ve ürün kalitesini artırır. Örneğin, bir pres makinesinde oluşabilecek bir küçük hizalama hatası, düzenli bakım yapılmadığı takdirde üretim sürecinde büyük hatalara yol açabilir. Otonom bakım ile bu tür sorunlar erken tespit edilip çözülür, bu da üretim sürecinin kesintisiz devam etmesini sağlar.
4. Operatörlerin Makine Bilgisi ve Sorumluluğunun Artması
Otonom bakım, operatörlerin makineleri daha iyi tanımasını ve makine ile ilgili sorumluluk almasını sağlar. Operatörler, düzenli olarak makinelerin durumunu kontrol ettiklerinden, makinelerin nasıl çalıştığını ve hangi koşullarda en verimli olduğunu öğrenirler. Bu bilgi, operatörlerin makinelerle ilgili sorunları hızlıca fark edip çözmelerine olanak tanır.
Operatörlerin makinelerle ilgili bilgi sahibi olması, sadece bakım süreçlerinde değil, aynı zamanda günlük operasyonlarda da avantaj sağlar. Makine performansındaki herhangi bir düşüşü erken fark eden operatör, hemen harekete geçerek üretim sürecinin aksamadan devam etmesini sağlayabilir. Ayrıca, bu durum operatörlerin iş tatminini artırır, çünkü makineleri sadece kullanmakla kalmaz, aynı zamanda bakım süreçlerinin bir parçası olurlar.
5. Bakım Maliyetlerinin Düşürülmesi
Otonom bakım, geleneksel bakım yaklaşımlarına göre daha düşük maliyetlidir. Çünkü büyük arızaların ve uzun süreli tamiratların önüne geçilir. Operatörler tarafından yapılan küçük ve düzenli bakım işlemleri, makinelerin daha az bozulmasını sağlar. Bu da işletmelere bakım ve onarım maliyetlerinde önemli bir tasarruf sunar.
Daha da önemlisi, otonom bakım sürecinde dışarıdan bir bakım ekibine olan ihtiyaç azalır. Operatörlerin küçük çaplı bakım görevlerini üstlenmesi, dışarıdan alınan bakım hizmetlerinin sıklığını azaltır ve böylece işletmeler bu alandaki maliyetlerini düşürürler. Ayrıca, makinelerin daha az arıza yapması, yedek parça maliyetlerini de minimize eder.
6. İş Güvenliğinin Artırılması
Düzenli bakım, makinelerde olası güvenlik risklerinin önüne geçer. Otonom bakım süreçleri, operatörlerin makinelerdeki aşınma, gevşek bağlantılar, sızıntılar veya diğer potansiyel tehlikeleri erken tespit etmelerine olanak tanır. Bu da iş güvenliğini artırır ve iş kazalarının önlenmesine yardımcı olur.
Örneğin, aşırı ısınan bir motor veya sızdıran bir hidrolik sistem, büyük kazalara yol açabilir. Otonom bakım sayesinde bu tür tehlikeler erken tespit edilip ortadan kaldırılır. Böylece iş güvenliği sağlanır ve çalışanlar daha güvenli bir ortamda çalışırlar.
7. Ürün Kalitesinin İyileştirilmesi
Makinelerin sürekli olarak optimum performansta çalışması, üretilen ürünlerin kalitesini doğrudan etkiler. Otonom bakım, makinelerin verimli bir şekilde çalışmasını sağladığı için üretim sürecinde hataların ve kusurların oluşmasını engeller. Bu da ürün kalitesinin korunmasını ve müşteri memnuniyetinin artmasını sağlar.
Özellikle seri üretim hatlarında, makine performansındaki en ufak bir bozulma bile büyük ürün partilerinin hatalı üretilmesine yol açabilir. Otonom bakım ile bu tür sorunlar erken tespit edilerek hatalı üretimlerin önüne geçilir, böylece ürün kalitesi her zaman yüksek seviyede tutulur.
8. Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği
Otonom bakımın bir diğer önemli avantajı, enerji verimliliğini artırması ve sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunmasıdır. Düzenli olarak bakımı yapılan makineler, daha az enerji tüketir ve daha verimli çalışır. Enerji verimliliğinin artması, hem çevreye olumlu katkı sağlar hem de işletmelerin enerji maliyetlerini düşürür.
Makine performansını izleyen operatörler, enerji tüketiminde bir anormallik fark eder ve bu duruma anında müdahale edilir. Örneğin, yanlış çalışan bir fan sistemi daha fazla enerji tüketerek işletme maliyetlerini artırabilir. Bu tür durumlar hızlıca düzeltilir ve enerji tüketimi optimize edilir.

Otonom Bakım Formu
Otonom bakım formu, otonom bakım süreçlerinin sistematik bir şekilde yürütülmesi için kullanılan bir dokümandır. Bu form, her makineye yönelik olarak düzenlenen bakım işlemlerini, yapılması gereken kontrolleri ve bakım planlarını içerir. Operatörler, bu formları kullanarak her bakım adımını kaydeder, böylelikle bakım süreçleri izlenebilir ve takip edilebilir hale gelir. Otonom bakım formu aşağıdaki maddeleri mutlaka içermelidir.
- Makine Bilgileri: Hangi makinenin bakımı yapıldığı, seri numarası ve bakım tarihleri gibi temel bilgiler içerir.
- Kontrol Adımları: Hangi parçaların kontrol edileceği ve nasıl bir işlem yapılacağı belirlenir.
- Arıza Tespit Kriterleri: Hangi belirtilerin arıza işareti olduğu ve hangi durumlarda bakım yapılması gerektiği bu formda yazmalıdır.
- Bakım Sonuçları: Yapılan bakım işlemleri, değiştirilen parçalar veya tespit edilen arızalar mutlaka formun içerisinde belirtilmelidir.
- İmzalar: Bakımı gerçekleştiren operatörün ve denetçinin imzaları bulunmalıdır.
Otonom bakım formları, operatörlerin yaptığı işlemlerin düzenli olarak kayıt altına alınmasını sağlar ve ileride yapılacak bakım/onarım süreçlerinde bu kayıtları referans olarak alınmasını olanak sağlamaktadır.