0216 706 15 18 [email protected]

Karbon Emisyonu Nedir? Nasıl Hesaplanır?

karbon emisyonu hesaplaması

Karbon emisyonu, endüstriyel üretimin çevresel etkisini tanımlayan en temel göstergelerden biri olarak öne çıkmaktadır. Enerji kullanımı, üretim süreçleri, lojistik faaliyetler ve tedarik zinciri boyunca ortaya çıkan tüm salımlar, işletmelerin çevresel performansını belirleyen kritik bir veri akışı oluşturur. Bu nedenle emisyonların doğru şekilde izlenmesi ve yönetilmesi, hem sürdürülebilirlik stratejilerinin güvenilirliğini hem de operasyonel verimliliğin gelişimini destekleyen bir süreç olarak değerlendirilmektedir. Rekabet gücünü artırmak isteyen işletmeler için karbon emisyonu verisinin anlaşılır, ölçülebilir ve denetlenebilir bir yapıda olması büyük önem taşımaktadır.

Karbon Emisyonu Nedir?

Karbon emisyonu, işletmelerin üretim süreçleri boyunca ortaya çıkan sera gazı salımlarının ölçülebilir toplamını ifade etmektedir. Enerji tüketimi, yakıt kullanımı, kimyasal reaksiyonlar, ısıtma-soğutma faaliyetleri ve lojistik operasyonlar gibi birçok süreç emisyon oluşumuna katkıda bulunmaktadır. Endüstriyel üretim yapan işletmeler için emisyon verisi, hem operasyonel performansı hem de sürdürülebilirlik başarısını işaret eden stratejik bir gösterge olarak değerlendirilmektedir. 

Artan sürdürülebilirlik yükümlülükleriyle birlikte emisyon verisinin doğru şekilde hesaplanması, işletmelerin tedarik zinciri uyum süreçlerini, pazara giriş koşullarını ve küresel rekabet seviyesini doğrudan şekillendiren önemli bir gereklilik haline gelmektedir.

Karbon Emisyonu Türleri: Scope 1, Scope 2 ve Scope 3 Emisyonlarının Yapısı

Bir işletmenin emisyon verisini anlamlandırabilmesi için emisyon kaynaklarını doğru sınıflandırması gerekmektedir. Bu sınıflandırma, GHG Protocol tarafından belirlenen Scope yapısıyla global ölçekte standart hale gelmiştir. Üretim hattından enerji tedarikine, tedarikçi operasyonlarından ürün kullanım sonrası aşamalarına kadar uzanan geniş bir emisyon zinciri bu kapsamlar üzerinden değerlendirilmektedir.

Scope 1: Doğrudan Emisyonlar

Scope 1, işletmenin kontrolü altında gerçekleşen tüm doğrudan salımları içermektedir. Fabrika bacalarından çıkan yanma kaynaklı emisyonlar, şirket araçlarının yakıt tüketimi, kazan ve jeneratör operasyonları, proses gazları ve üretim sırasında ortaya çıkan kimyasal reaksiyonlar bu kategoriye dahil edilmektedir. 

Üretim sektöründe Scope 1 verisinin düzenli takip edilmesi, hem enerji verimliliği politikalarının hem de emisyon azaltım stratejilerinin doğru kurgulanmasını sağlamaktadır. Doğrudan kaynakların net biçimde izlenmesi, işletmelerin karbon yoğunluğunu anlamaları ve proses bazlı iyileştirmeleri hızlandırmaları açısından kritik önem taşımaktadır.

Scope 2: Dolaylı Enerji Emisyonları

Scope 2, işletmenin satın aldığı elektrik, ısıtma, soğutma veya buhar gibi enerji kaynaklarının üretiminden kaynaklanan emisyonları kapsamaktadır. Giderek artan enerji maliyetleri ve yenilenebilir enerjiye geçiş stratejileri kapsamında Scope 2 verisi, işletmelerin sürdürülebilirlik raporlamasında önemli bir pay oluşturmaktadır. 

Enerji tüketimindeki her iyileştirme, bu kategoride doğrudan bir azalmaya dönüşmektedir. Üretim hatlarında enerji yoğun noktaların belirlenmesi ve dijital enerji izleme sistemlerinin kullanılması, bu kapsamın doğru yönetilmesine katkı sağlamaktadır.

Scope 3: Tedarik Zinciri Emisyonları

Scope 3, işletmenin doğrudan kontrol etmediği fakat operasyonlarıyla ilişkili geniş bir dolaylı emisyon alanını ifade etmektedir. Ham madde üretimi, taşımacılık, tedarikçi operasyonları, çalışan seyahatleri, müşterilerin ürün kullanım süreçleri ve ürünün kullanım sonrası bertaraf edilmesi gibi aşamalar bu kapsamda değerlendirilmektedir. 

İlginizi Çekebilir:  Yapay Zeka Destekli Karar Alma Süreçleri: Akıllı Fabrikalarda Yeni Bir Dönem

Pek çok işletmede karbon ayak izinin en büyük kısmı Scope 3 kaynaklarından oluşmaktadır. Tedarik zinciri boyunca doğru ve tutarlı veri elde etmek kolay olmadığından bu kapsamın etkili biçimde yönetilmesi dijital çözümlere olan ihtiyacı belirgin şekilde artırmaktadır.

Karbon Emisyonu Nasıl Hesaplanır?

Karbon emisyonu hesaplama süreçleri, veri toplama yönteminin doğruluğuna, emisyon faktörlerinin güncelliğine ve süreç parametrelerinin kapsayıcılığına göre şekillenmektedir. Üretim sektöründe kullanılan hesaplama yaklaşımları farklı olsa da temel amaç, tüm operasyonel süreçlerin bilimsel temelli ve denetlenebilir bir metodoloji ile ölçülmesini sağlamaktır.

Aktivite Verisi + Emisyon Faktörü Yöntemi

Bu yöntem, işletmelerin en sık kullandığı temel hesaplama modelidir. Yakıt tüketimi, enerji kullanımı, proses çıktıları, lojistik mesafeleri veya hammadde miktarları gibi aktivite verileri toplanarak ilgili emisyon faktörleri ile çarpılmaktadır. 

Hesaplama basit görünse de veri doğruluğu kritik önem taşımaktadır. Hatalı, eksik veya manuel olarak güncellenen veriler, emisyon raporlamasında büyük sapmalara neden olabilmektedir. Bu nedenle üretim hatlarında otomatik veri toplama mekanizmalarının kullanılması hesaplamaları daha sağlıklı hale getirmektedir.

Yaşam Döngüsü Analizi (LCA) ile Hesaplama Yaklaşımları

LCA yaklaşımı, ürünün tüm yaşam döngüsünü dikkate alan daha kapsamlı bir hesaplama modelidir. Ham madde çıkarımından üretim süreçlerine, lojistik faaliyetlerden kullanım aşamasına ve ürün ömrü sonrasındaki bertaraf süreçlerine kadar her aşama hesaplamaya dahil edilmektedir. 

Avrupa Birliği’nin DPP çerçevesi ile birlikte ürün bazlı emisyon verisinin zorunlu hale gelmesi, işletmelerin LCA tabanlı hesaplamalara yönelmesini hızlandırmaktadır. Bu yaklaşım hem tedarikçi verilerini hem de üretici süreçlerini bütüncül şekilde ele almaktadır.

Gerçek Zamanlı Veri Tabanlı Hesaplama

Endüstriyel dijitalleşmenin gelişmesiyle birlikte gerçek zamanlı veri tabanlı hesaplama modelleri öne çıkmaktadır. Sensörlerden gelen üretim verileri, enerji tüketimi kayıtları, otomatik izleme sistemleri ve proses bazlı veri akışları hesaplamalara doğrudan entegre edilmektedir. Bu yöntem, manuel hesaplamalarda görülen tutarsızlıkların önüne geçmekte ve işletmelere daha düşük hata payıyla karar alma imkânı sunmaktadır. Özellikle sürekli üretim yapan tesislerde gerçek zamanlı veri akışının önemi giderek artmaktadır.

Karbon Emisyonu Hesaplamasında Karşılaşılan Zorluklar

Emisyon hesaplaması teknik bir süreç olduğu için veri toplama, standardizasyon ve raporlama aşamalarında çeşitli engeller ortaya çıkmaktadır. Bu engeller hem iç süreçleri hem de tedarik zinciri ilişkilerini doğrudan etkilemektedir.

Veri Tutarsızlıkları ve Manuel Hesaplama Sorunları

Manuel veri girişlerinin ağırlıkta olduğu işletmelerde hatalı kayıtlar, eksik veriler, yanlış birim dönüşümleri ve standart dışı formatlar ciddi tutarsızlıklara yol açmaktadır. Excel gibi araçların tek başına kullanılması, ekipler arası veri akışında kopmalara ve raporlama süreçlerinde uygulanabilirliği düşük sonuçlara neden olabilmektedir. Bu tür sorunlar, işletmelerin sürdürülebilirlik raporlarında hem doğruluk hem de güvenilirlik açısından risk oluşturmaktadır.

Standartlara Uyum ve Regülasyon Baskıları

ISO 14064, GHG Protocol, AB Yeşil Mutabakat, CBAM, sektörel raporlama standartları ve DPP düzenlemeleri işletmeler için geniş bir uyum yükü doğurmaktadır. Emisyon verisinin doğru sınıflandırılması, kanıtlanabilir olması ve tüm tedarik zinciri boyunca doğrulanabilir veri akışıyla desteklenmesi gerekmektedir. Yanlış hesaplanmış bir Scope değeri, regülasyon uyumsuzluğuna ve maliyet artışına sebep olabileceği için işletmelerin veri yönetiminde sağlam bir altyapıya ihtiyaç duyulmaktadır.

Dağınık Sistemler ve Entegrasyon Eksikliği

Üretim, enerji yönetimi, lojistik, satın alma ve tedarikçi portalları birbirinden bağımsız sistemler üzerinde çalıştığında veri bütünlüğü bozulmaktadır. Farklı kaynaklardan gelen verilerin bir araya getirilmesi hem zaman kaybı yaratmakta hem de hesaplama sürecinde hata riskini yükseltmektedir.

İlginizi Çekebilir:  Geleneksel MES Sistemleri vs AI Tabanlı Üretim Yönetimi

Tedarikçi Veri Kalitesindeki Dalgalanmalar

Tedarikçilerin veri paylaşımındaki yaklaşımı sektöre göre değişiklik göstermektedir. Bazı tedarikçiler güncel ve detaylı emisyon verisi sunarken bazıları kısıtlı veri sağlayabilmektedir. Bu durum Scope 3 hesaplamalarında önemli belirsizlikler oluşturmaktadır.

Emisyon Faktörlerinin Güncelliği ve Bölgesel Farklılıklar

Emisyon faktörleri enerji kaynağına, ülkeye ve periyodik olarak yapılan revizyonlara göre değişmektedir. Güncel olmayan faktörlerin kullanılması hesaplamanın gerçekçi olmasını zorlaştırmaktadır.

Proses Bazlı Verinin Hassas Ölçümü

Karmaşık üretim hatlarında proses bazlı veri toplamak kolay değildir. Kimyasal reaksiyonlar, ara ürünler, yan ürünler ve yüksek ısı prosesleri gibi değişkenler doğru ölçüm yapılmazsa hesaplamayı ciddi şekilde etkileyebilmektedir.

Veri Güvenliği ve Yetkilendirme Sorunları

Emisyon verileri birçok birim arasında paylaşıldığı için yetkilendirme ve veri güvenliği önemli bir konu haline gelmektedir. Farklı ekiplerin aynı veri üzerinde değişiklik yapması veya izinsiz müdahaleler hesaplama güvenilirliğini zayıflatmaktadır.

Dijital Dönüşüm Emisyon Yönetimini Nasıl Güçlendirir?

Dijitalleşme, emisyon hesaplamasını manuel raporlama sürecinden çıkararak veri odaklı, gerçek zamanlı ve entegre bir yönetim alanına dönüştürmektedir. Üretim makinelerinden enerji panellerine, tedarikçi platformlarından sevkiyat sistemlerine kadar geniş bir veri kaynağı dijital dönüşüm ile analiz edilebilir hale gelmektedir.

Gerçek Zamanlı İzleme ve Otomatik Veri Toplama

Gerçek zamanlı izleme, üretim tesislerinde enerji ve proses verilerinin anlık olarak analiz edilmesini mümkün kılan kapsamlı bir dijital altyapı sunmaktadır. Üretim hattına yerleştirilen sensörler, makine içi PLC modülleri, SCADA sistemleri ve enerji sayaçları aracılığıyla toplanan bilgiler, saniyeler içinde merkeze iletilerek işletmenin emisyon profilinin kesintisiz şekilde güncellenmesini sağlar. Bu yapı, özellikle enerji yoğun sektörlerde tüketim dalgalanmalarını erken aşamada tespit ederek gereksiz kayıpların önüne geçilmesine katkıda bulunmaktadır. Arıza, kaçak, beklenmeyen tüketim artışı veya proses verimsizliği gibi sinyaller sistem tarafından anında görünür hale gelmekte, operasyon ekipleri sorunları hızlı biçimde çözebilmektedir.

Otomatik veri toplama mekanizmaları, manuel kayıtların yarattığı hataları ortadan kaldırdığı için sürdürülebilirlik raporlamasında önemli bir doğruluk seviyesi sağlamaktadır. Farklı makinelerden, farklı üretim hücrelerinden ve çeşitli sistemlerden gelen bilgiler tek bir standart formatta birleştirilmekte, bu sayede emisyon hesaplamalarının temelini oluşturan veri bütünlüğü korunmaktadır. Ayrıca geçmişe dönük veri arşivleri sayesinde işletmeler üretim trendlerini, tüketim desenlerini ve karbon yoğunluğunu uzun dönemli olarak analiz edebilmektedir.

DPP (Dijital Ürün Pasaportu) ve Emisyon Verisinin Rolü

Dijital Ürün Pasaportu (DPP), ürün yaşam döngüsüne ait tüm verilerin standart bir formatta toplanmasını gerektiren kapsamlı bir düzenleme yapısıdır. Bu model sayesinde ham madde tedarikinden üretim aşamalarına, lojistik süreçlerinden ürünün kullanım sonrası bertarafına kadar uzanan geniş bir veri zinciri tek bir dijital kimlik altında toplanmaktadır. DPP’nin temel hedefi, ürün bazlı sürdürülebilirlik verisini şeffaf, doğrulanabilir ve karşılaştırılabilir hale getirmektir. Bu noktada emisyon verisi, pasaportun en kritik bileşenlerinden biri olarak değerlendirilmektedir.

Tedarikçiler tarafından sunulan malzeme içerikleri, enerji tüketim kayıtları, proses emisyonları, taşıma bilgileri ve ürün yaşam döngüsüne ait diğer veriler DPP formatında bütünleştirildiğinde işletmeler kapsamlı bir karbon ayak izi profiline ulaşabilmektedir. Bu bütünleşik yapı, sürdürülebilirlik denetimlerinde, AB regülasyonlarında ve ihracat süreçlerinde işletmelere önemli bir avantaj sağlamaktadır. Emisyon verisinin standartlaştırılması, tedarik zincirindeki verilerin doğrulanmasını kolaylaştırmakta ve global pazarlara açılmak isteyen markaların rekabet gücünü artırmaktadır.

Cormind DPP altyapısı, işletmelerin bu sürece hızlı ve eksiksiz şekilde uyum sağlamasını desteklemektedir. Cormind DPP, tedarikçilerden veri toplama, veri doğrulama, format standardizasyonu ve ürün bazlı karbon ayak izi hesaplamalarını tek bir mekanizma altında toplamaktadır. Ayrıca API tabanlı entegrasyonlar sayesinde ERP, MES, LCA yazılımları, IoT sistemleri ve enerji izleme altyapılarıyla senkronize çalışmaktadır. Bu entegrasyonlar, işletmelerin hem raporlama yükünü azaltmakta hem de sürdürülebilirlik stratejilerini ölçülebilir hale getirmektedir.

DPP modülü sayesinde işletmeler ürünlerini global pazarlara sunarken regülasyon uyumu, şeffaflık ve veri doğruluğu açısından daha güçlü bir konuma ulaşmaktadır. Cormind’in sunduğu bu entegre yapı, tedarik zinciri boyunca bütüncül bir emisyon yönetimi sağlayarak işletmelerin çevresel performansını daha net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Diğer yazılara da göz atın: